Ozan İhlasi Şiirleri 7
Gülüm Kırılmış Kökünden
Girdim bağım talan olmuş Gülüm kırılmış kökünden Neyim varsa yalan olmuş Dalım kırılmış kökünden
Zehir verin bal istemem Gülistandan gül istemem Yâr zülfünden tel istemem Belim kırılmış kökünden
Arzuladım sunam dedim Senin için yanam dedim İçip içip kanam dedim Dilim kırılmış kökünden
Arşa dayandı avazım Silinmiyor alın yazım Çalmaz artık suskun sazım Telim kırılmış kökünden
İHLÂSÎ’yim uzak aram İçerimde derin yaram Söylesene nasıl saram Elim kırılmış kökünden...>>
Gün Sattı Bize
Oturdum düşündüm bugünkü hali Üç beş kanı bozuk kin sattı bize Olana seyirci bizim ahali Giden de gelen de bin sattı bize
Başörtüye mücadele veren ben Ölümüne kör kavgaya giren ben Türk’üm diye her zulümü gören ben Yobaz da dinsiz de din sattı bize
Reklam ile maddiyata tapalı Her haltı işliyor başı kapalı Yalan memlekette pirim yapalı Geriye dönerek dün sattı bize
Kafede parklarda dudak dudağa Sansarlar tilkiler dadanmış bağa Sesini çıkarmaz Müslüman ağa Şişenin içinde cin sattı bize
Telefonla her işini görüyor Hemi çet yapıyor hemi yürüyor Başına da başörtüyü bürüyor Yıllarca ağlayıp ün sattı bize
İnancı yaşamak olamaz böyle Yönü İslam olan gülemez böyle Menzilini arar bulamaz böyle Yönünü şaşırmış yön sattı bize
İHLÂSÎ gâvura gücenme aman Müslüman bağrında tütüyor duman Kimler hüküm sürer hayli bir zaman Doğmadık güneşten gün sattı bize...>>
Güzel Yapmış
Nakış nakış kâinatı Yapan usta güzel yapmış Yer küreyle semavatı Yapan usta güzel yapmış
Gül yüzlerde gülden ağı Ağacı dalı budağı Güzelde kaş göz dudağı Yapan usta güzel yapmış
Bilinmiyor nedir çapı İki cihan farklı yapı Dört bir yanı açık kapı Yapan usta güzel yapmış
Çeşit çeşit madenlerin Ateşi kor suyu serin Özü yufka kalbi derin Yapan usta güzel yapmış
Deniz kara birleştirmiş Her nesneyi yerleştirmiş Hayat verip gürleştirmiş Yapan usta güzel yapmış
Ayet ayet beyanatı Kuşu uçuran kanatı Arıdaki o sanatı Yapan usta güzel yapmış
Görünmeyip kendi gören Vara yoga gizli giren İHLASÎ’ye bir can veren Veren usta güzel yapmış...>>
Güzeller Güzeli
Gülistanda gamze gamze Gider güzeller güzeli Gonca gülden güzel gördüm Gider güzeller güzeli Gidip girsem gonca güle Gülfidanım gayri güle Garip gezdim güle güle Gider güzeller güzeli Gam gemisi geldi geçti Gülmek günden güne güçtü Gör İHLASÎ gamla göçtü Gider güzeller güzeli...>>
Güzellerin Güzeline Bin Selam
Kirpiği kaşına nazar eyleyen Güzellerin güzeline bin selam Bu canımı benden bizar eyleyen Güzellerin güzeline bin selam
Güllerden çok zarif edası olan Bülbülden de güzel sedası olan Öldürür gönlümde sevdası olan Güzellerin güzeline bin selam
Yürüdüğü toprak yollar kıskanan Bin bir çiçek açan dallar kıskanan Elbise giymiş de allar kıskanan Güzellerin güzeline bin selam
Güneş sönük kalır yüzün görünce Derdini çekerim derdi derince Ya vuslata ya maksuda erince Güzellerin güzeline bin selam
Gözleri cihanın asumanında Melek çirkin kalır yârin yanında Yaşar İHLÂSÎ’nin tatlı canında Güzellerin güzeline bin selam...>>
Hak (Müstezat)
Gülü püryan bizar-ı canan var ben de gâh Bulur canım felah
Seyreyle âlemi cihan zar sen de eyvah Gez âlemde seyyah Kaşı keman âbâd olmuş çok yâr sende günah Tertemiz yüzü mah
Derman sende güman sende har sende penah Dersin derinden ah
Dökme didenden yaşı ey sar sen de sabah Gece var simsiyah
Şehri sultana girince çeker yer sende ah Bulursun bak felah
Girersen yolcu yoluna dön sen de Peyman Menzilde güman
Ey İHLASÎ sen seni sende ara da bak Sen görünen Hak...>>
Haksızlığa Boyun Eğmedim Eğmem
Haksızlığa boyun eğmedim eğmem Asıtılar kestiler yüzdüler beni, Gönül Kâbe diye hatıra değmem Ben insan oldukça üzdüler beni
Kimine akıllı kimine deli Beni sürükledi gözümün seli Mansur dara düşmüş benden evveli Bağlayıp bağlayıp çözdüler beni
Kimi tepeledi kimi taşladı Kimi dili ile kaç kez haşladı Birisi bitirdi biri başladı Ezdiler eleten süzdüler beni
Dost dediğim bu bağrıma ok vuran Görmedim dar günde yaramı saran Düşünce kalmıyor yar ile yaran Kazma kürek ile kazdılar beni
Ne bu gün yarın nede ezeli İHLASÎ dünyayı gezdim gezeli İnsanda cenneti sezdim sezeli Cahiller kusurlu yazdılar beni...>>
Hamalca
Derin bir tünelden geçtim ki öyle Gezdim bu dünyayı boşa hamalca Hayatın zehrini içtim ki öyle Süzdüm gözyaşımı boşa hamalca
Geleceği benim diye düşledim Gergefimi ilmik ilmik işledim Ekin olup biçilmeye başladım Kazdım kara yeri boşa hamalca
Güneşteki ziya gözde noktadır Yere göğe sığmaz varda yoktadır Yüküm dermanımdır sırrı çoktadır Yazdım neyim varsa boşa hamalca
Katre katre deryaları doldurur “Ol” deyince canlı cansız oldurur Hamalın derdine derman buldurur Çözdüm amma geçti boşa hamalca
Canda can ruhta ruh bildiğim o Hak Baştan sona gezip geldiğim o Hak Şükrüyle şad olup güldüğüm o Hak Tozdum dağdan dağa boşa hamalca
Dünyanın yükünü bil ki hak ettim Zor olsa da şu gönlümü pak ettim Derdime şükredip iltihak ettim Ezdim İHLÂSÎ'yi boşa hamalca...>>
Hasan
Sallan git deseler naneyi yersin Altı ay içere de besili Hasan Hırlayarak dişlerini bilersin Kuyruğu kıçında kısılı Hasan Saldırıp havaya girer bilirim Taş atmadan bize ürer bilirim Boşuna saldır sürer bilirim Tasması boynunda asılı Hasan
Bilesin gerçekler saklanamıyor İHLASÎ kötüler aklanamıyor Diken gül yerine koklanamıyor Kulağı kökünden kesili Hasan...>>
Hatırlanmaz
Bir musibet olmayınca Hatırlanmaz yüce Allah İnsan zorda kalmayınca Hatırlanmaz yüce Allah
Dert gelip de üzülmeden Sıra sıra düzülmeden Gözünden yaş süzülmeden Hatırlanmaz yüce Allah
Kaza bela gelmeyince Yere vurup çelmeyince Bir sevdiğin ölmeyince Hatırlanmaz yüce Allah
Oğlu kızı bakmayınca Takmaz ise felek kanca Can yanınca anlar anca Hatırlanmaz yüce Allah
Hesaplamaz hiç fukara Uğramadan kul zarara Düşmeyince kişi dara Hatırlanmaz yüce Allah
Sinek gezer vız vız eder Mikrop sürer uçar gider Olmayınca o can heder Hatırlanmaz yüce Allah
Okuyan ders alsın güya Yaz İHLASÎ değil rüya Can düşmeden bil hay hayâ Hatırlanmaz yüce Allah...>>
Hava, Su Ve Toprağı
Arar arar bulmazsın Hava, su ve toprağı Yok, olunca alamazsın Hava, su ve toprağı
Olmazsa olmazdır hava Su can verir toprak yuva Göremedim ki bedava Hava, su ve toprağı
Her güzellik üçünde var Bir birinin için de var Gezegenin kaçında var Hava, su ve toprağı
Biri anası gıdamın Biri sebebi vedamın Üçü nimeti HÜ damın Hava, su ve toprağı
Sular yıkarken ölümü Toprak yetirdi gülümü Başa koymuş fen bilimi Hava, su ve toprağı
İHLASÎ canda gizlersin Hikmetini var izlerin Bunun üçünü özlersin Hava, su ve toprağı...>>
Hedefini Bil
Kendini arayıp bulmak istersen Baş üstünde baş olmayı hedefle Bir saraya duvar olmak istersen Taş üstünde taş olmayı hedefle
Mazlumlara sarıl incitme sakın Uzaklar seninle olur en yakın Yakınını kolla tavrını takın Zalimlere kış olmayı hedefle
Manevi uhrevi hazla dolarak Aradığnı yüreğinde bularak Hakk’a yönel halk içinde kalarak Hak yolunda yaş olmayı hedefle
Anlasınlar derin ol sen derinde Ağır taştan ağır ol sen yerinde Görünürsen insan gibi görün de Güzellere düş olmayı hedefle
Evvel ve ahirin arası hayat Düşün ki dolaştım ettim seyahat İHLASÎ yüreğin paylaşır heyhat Fakirlere aş olmayı hedefle...>>
Helal Edin
Bastığım topraklar gittiğim yollar Hakkınızı helal edin siz bana Konuştuğum insan sevdiğim kullar Hakkınızı helal edin siz bana
Elimde olsaydı yol gitmez idim Ben kendimi bilsem hiç bitmez idim Basıp da toprağı incitmez idim Hakkınızı helal edin siz bana
Ben de bir faniyim değilim özel Kokladığım çiçek sardığım güzel Bilmeden çiğneyip ezdiğim gazel Hakkınızı helal edin siz bana
Eğilip suyunu içtiğim pınar Gölgesinde uyuduğum o çınar Üzdüm diye sizi içerim yanar Hakkınızı helal edin siz bana
Bilerek bilmeden kırdıklarım var Şaka dahi olsa vurduklarım var O kadar incitip yorduklarım var Hakkınızı helal edin siz bana
Ben özür dilerim anlayan anlar Nefsime kapılıp üzdüğüm canlar Yarenler yoldaşlar bütün mihmanlar Hakkınızı helal edin siz bana
İHLASÎ’yim her gündüzden gün aşar Volkanlar fışkırır ummanlar taşar Bilseniz içimde dünyalar yaşar Hakkınızı helal edin siz bana...>>
Helali Kazanmak
Her yaptığın işin hakkını verip Helale özenmek büyük marifet Ektiğin tohumdan hasadı derip Helale uzanmak büyük marifet
Namus de emanet yaptığın işe Haram lokma asla değmesin dişe Nefessiz bırakıp taş olur döşe Helalde gezinmek büyük marifet
Yazma büyük ama kıymetli oya Kavak uzun balta bakmıyor boya Yaşantın benzesin berrak bir suya Helale bezenmek büyük marifet
İblis kardeş olur nefsi azdırır Bütün günahları sana yazdırır İştahı kabartır niyet bozdurur Helali sezinmek büyük marifet
BEKİR der karınca örnektir sana Çalış helalinden benze sen ona Mesai bitip de gelirken sona Helali kazanmak büyük marifet...>>
Hele
Çağı yakalayıp bilim üretip Türkiye’m uzaya çıkmalı hele Bilginimiz yüksek ilim üretip Uzaydan dünyaya bakmalı hele
Uçmalı tayyare kuş gibi gökte Nam salmalı makineli tüfekte Kalmamalı içimizde bu ukte Bilimde meşale yakmalı hele
Madenleri ince ince işleyip Çağlar açan bir devleti düşleyip İcadı imanla birlik eşleyip Füze yapıp göğe çakmalı hele
Ülkem lider olup lider kalmalı Yıldızlara astronot salmalı Orada savaşa hazır olmalı Gezegene düşman tıkmalı hele
Bilişim tekniği gerekli çağa Önünde diz çökme gülme alçağa Eşit olsun artık maraba ağa Gelirler bütçeye akmalı hele
Gaflet uykusunu üstten atmalı Yerli malı üretmeli satmalı Bu devleti (G) sekize katmalı Silkinip yerinden kalkmalı hele
Geleceği görmeliyiz bilerek Tüm millet devlete omuz vererek Hep kardeşçe sarılarak gülerek Uzanan dost eli sıkmalı hele
İHLÂSÎ hayalim hep gerçek olsun Milletimin gönlü huzurla dolsun Düşmanın çatlasın yüzleri solsun Çalışıp engeli yıkmalı hele...>>
Her Dakika
Gözüm açtım zaman saydı Her dakika her saniye Sıralayıp safa koydu Her dakika her saniye
Ölüm yaşamla imece Çalışırlar gündüz gece Yalan dünya bir bilmece Her dakika her saniye
Can bedenle haklaşıyor Siyah teller aklaşıyor Son yolculuk yaklaşıyor Her dakika her saniye
Tatlı kepeğim azalır İnsan insanı baz alır Yolcu yolunda hız alır Her dakika her saniye
Ebedi yurtta kalmaya Gerçek menzili bulmaya Gidersin toprak olmaya Her dakika her saniye
Düşünürsen ince ince Mezar kazarlar derince Dar odada yat serince Her dakika her saniye
Gurbet gezdim diyar diyar Güneşi gediğe dayar Batmak için saat sayar Her dakika her saniye
BEKİR beze dürecekler Hesabını görecekler Neyin varsa soracaklar Her dakika her saniye...>>
Her Gelen Fakirin Sırtına Biner
Bu dünya döndükçe devranı döner Kimine bal sunar kimine acı Her gelen fakirin sırtına biner Kimi hâkim olur kimi davacı
Bazısı varlıkta yüzer mi yüzer Yoksulluk yiğidi ezer mi ezer Bazısı kaç tatil beldesi gezer Kimi ev sahibi kimi yabancı
Sudaki buharı ayıran kudret İsa’yı babasız doğuran kudret Yoksulu yoklukla yoğuran kudret Kimisi kör görmez bizde inancı
Çoğuna arkını bağlamış akar Zengin döker saçar İHLÂSÎ bakar Mazlumun feryadı dünyayı yakar Kimi haramidir kimi kervancı...>>
Her Satırın Başında
Sayfa sayfa yazdım sevda yelini Gözyaşım var her satırın başında Adım adım gezdim gurbet elini Hatırı var her hatırın başında
Çıkıp yollarımı beklesin diye Gülşenden gül verdim koklasın diye Kurutup koynunda saklasın diye Kokusu var her ıtırın başında
Sulara söyledim sessiz aktılar Kuşlara söyledim gökten baktılar Ocak ocak ateşlerde yaktılar Küllerimden gül yetirin başında
Dolaştım dünyayı gezgin değilim Çok çile çektim de bezgin değilim Cefalar etse de üzgün değilim Ben ölürsem yâr getirin başında
Her sayfada başa yazdım adını Gecelerde düşe yazdım adını İHLÂSÎ’yim taşa yazdım adını Sevdasını al götürün başında...>>
Hikmet Aynasına Nazar Eylesen
Hikmet aynasına nazar eylesen Solun sağda sağın solda görünür Esrarını Çözebilsen söylesen Hak hakikat garip kulda görünür
Kader var ya ondan öte yazgı yok Kâinatın dönüşünde çizgi yok Hu sesinden daha güzel ezgi yok Sabrı sukut ile dilde görülür
Bahar desen o gelimin ibreti Yazı desen o talimin ibreti Kışı desen o ölümün ibreti Beş mevsimi ince dalda görünür
Göğü yere yeri göğe baktıran Yıldızları gökyüzüne taktıran Kor düşürüp yürekleri yaktıran Baktığında diken gülde görünür
İHLASÎ yim kaç âleme ışıdım Dünya dengim Âdem benim yaşıdım Kuru çölden ummanları taşıdım Serapta görünü çölde görünür...>>
Hür Vicdanınız Olur
Okumakla bak adam adam olmuyor beyim Aklınız düşünürse, hür vicdanınız olur Doldurma sular ile kuyu dolmuyor beyim Cehalete uyarsan, kör vicdanınız olur
Bakarak görmüyoruz gözlerimiz kapalı Duyduğumuz sağırca piyonu şah yapalı Hiç yüzümüz gülmedi doğru yoldan sapalı Yeryüzünde adil ol yar vicdanınız olur
Adaleti hâkim kıl terazi bince tartsın Kılı kırk yardırın ki kefesi dince tartsın İbresi doğru olsun dili de ince tartsın Eğer yanlış tartarsa zar vicdanınız olur
Zulümle abat olmaz hakkaniyet olmalı Kin garezi bırakıp kalbe selam salmalı İnsanca doğdun amma daim insan kalmalı Emek güzel olunca ter vicdanınız olur
Damla damla sel olup bir deryaya akmadan İncittik çıkar için kul hakkına bakmadan Karanlık aydın olmaz içten çıra yakmadan Boşuna zaman geçer kir vicdanınız olur
İHLASÎ’yim eşikten eğilerek geçerim Bin kez düşünürüm ben ancak bir kez biçerim Doğru olamaz isem nasıl sırat geçerim Ahirin berbat eder yer vicdanınız olur...>>
İbret Al
Hiç havai gezme dâr-ı dünyada Bahar gelir geçer güz var sonunda Olanca nimeti varı dünyada Uzanma harama köz var sonunda
Emeksiz ekini biçerim sanma Kanatsız kuş olur uçarım sanma Boşuna sıratı geçerim sanma Kutnu kumaş giysen bez var sonunda
Polat olsan bükülürsün ibret al İlmek ilmek sökülürsün ibret al Sallamadan dökülürsün ibret al Divana çıkacak yüz var sonunda
Dudakların kurur dilin dolaşır Dermanın kesilir yolun dolaşır Omuzlar üstünde salın dolaşır Ölüm aşikâr da giz var sonunda
Meydanlarda merdan olur gidersen Hakikat ehlinden dolar gidersen Maddeyi mânâda bulur gidersen İHLÂSÎ’ye bitmez düz var sonunda...>>
İbretname
Almadın mı bunca ölenden dersi Düşen yaprak kuruyan dal bir ibret
Mezarlıklar şehri bunun kapısı Boz toprakta çürüyen can bir ibret
Dünya malı senin idi ne oldu Ateşlerde eriyen var bir ibret
Güzellik Hak’tandır gençlik ne hoştur Yaşlanıp da farıyan kul bir ibret
Dünya döner iken değişen mevsim Zamanını arayan var bir ibret
Mahlûkatı yaratıp da yaşatan Gece gündüz tarayan bir ibret
Düştüğümde benim gölgem yanımda İHLASÎ’yi koruyan var bir ibret...>>
İçimdeki Hasret Bitince Gardaş
Şu bizim Sivas’ın ücra köyünde Şen olur bacalar tütünce gardaş Irgat yola düşer çoban yol alır Seherde horozlar ötünce gardaş
Tandırlar yanıp da kazanlar kaynar İbibikler öter serçeler oynar Oluğundan suyu coşturur pınar Gelin kız helkeyi tutunca gardaş
Bir başka görünür koyaklar dağlar Yeşile bürünür bahçeler bağlar Ağaç filiz verir dereler çağlar Bahar gelip kışlar bitince gardaş
Dört bir yandan insan akar yaylaya Kayalar yamaçtan bakar yaylaya Sürü sökün eder çıkar yaylaya Kuzuyu koyuna katınca gardaş
Tabiat anadır canlıyı besler Erişir mevsimler barışır küsler Bin bir çiçek çıkar toprağı süsler Nevruzlar çiğdemler yetince gardaş
Sular köpük saçar taşlardan aşar Gurbette bu gönlüm garipçe yaşar İHLÂSÎ şad olur sevinir coşar İçimdeki hasret bitince gardaş...>>
İçinde
Güneş zirveye çıkarken Döner çemberin içinde Gölge güneşi yakarken Yanar çemberin içinde
Akıl almaz nasıl denge Her gök cismi bir yörünge Canlı cansız girer cenge Kanar çemberin içinde
Gece biter gündüz başlar Gezegenler o gök taşlar Tur kusursuz gider işler Kenar çemberin içinde
Evrende hep vesaire Bilinmeyen sır saire Yolu daire daire Döner çemberin içinde
Her nesnenin görevi var Ne az ne çok hepsi karar Gece gündüz kendin arar Fener çemberin içinde
Mikron milim şaşsa eğer Bir birine hepsi değer Kör göz bunu görmez meğer Sınar çemberin içinde
Ummanların içinde can Düşünürsen şöyle bir an Zerre bile olmaz ziyan Sunar çemberin içinde
Felsefe ve metafizik Sonsuz bir yol ince çizik Döner Hakk’a nazik nazik Siner çemberin içinde
Gücün yetmez aklın yetmez Rahmetinde nimet bitmez BEKİR damla boşa gitmez Pınar çemberin içind...>>
İHLÂSÎ Olunca
Mânâ ummanına saldım salımı Engininde doldum boşaldım ben de Ey erenler sorun benim halımı Menzildeki dosttan kış aldım ben de
Dikenim gülümden ayrı duruyor Dudağım dilimden ayrı duruyor Mezarım ölümden ayrı duruyor Âdem’den ezeli yaş aldım ben de
Yolcuyum yol oldum ezildim erdim Ölçülmez biçilmez bir kaba girdim Baştan sona kadar hep hesap verdim İHLÂSÎ olunca baş aldım bende...>>
Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
|